The Maddox Brothers #1
Aşk... Bir tercih değildir.
Çocukluk yılları gereğinden fazla erken sona eren, özgür
ruhlu Camille "Cami" Camlin, üniversitenin ilk yılından sonra
kendi evine çıkmıştı ve hayatını istediği gibi yaşayabilmek
için çabalıyordu. Red Door'da çalışmak ve okula gitmek dışında
başka bir şeye ayıracak vakti yoktu. Ta ki erkek arkadaşını
görmek için çıkacağı seyehat iptal olana kadar...
Ttenton Maddox, Eastern State Üniversitesi'nin kralıydı.
Arkadaşları onun gibi, kadınlarsa ona sahip olmak istiyorlardı
ama trajik bir kazadan sonra hayatı altüst olmuş, okulu
yarım bırakmıştı.
Kazadan on sekiz ay sonra Trenton, dul babasıyla aynı evde
yaşayıp yerel bir dövmecide çalışıyor, babasına faturaları
ödemesinde yardımcı oluyordu. Tam hayatının normale dönmeye
başladığını hissettiği günlerin birinde, Red'de yalnız
başına oturan Cami'ye rastladı.
Gürültücü kardeşleriyle başa çıkmaya alışkın olan Cami,
Trenton Maddox'la başlayan yeni arkadaşlığını da idare edebileceğini
düşünmüştü. Ama bir Maddox erkeği, aşık olduğunda
bu sonsuza dek sürerdi; aşık olduğu kız, alt üst olmuş
dünyasını tamamen yıkabilecek kişi olsa bile...
Eveeettt... Herşey Jamie'nin Tatlı Bela'yı yazmasıyla başladı, çığ gibi büyüdü ve bir kelebek dövmesi gözüme hiç bu kadar güzel görünmemişti :) Kelebeklere bayılıyorum, sağ olsun oda arkadaşımın aldığı Tatlı Bela'yı okuyarak bu furyaya bende katıldım. Her ne kadar ilk kitabı hem sevip hem nefret ettiysem de buna bayıldım ya bayıldım.
Trenton kitabın ilk sayfaları içinde kalbimi fethetti. Cami için uğraşıp didinmesi sırf onunla buluşabilmek için Olive adında tatlı, küçük bir kızı kullanması ve ona arkadaşlık etmesi. Çok tatlıydı kesinlikle bir Travis değil, Travis'in örnek alması gereken kişidir kendisi.
Cami'yse Abby'nin tam aksine ne istediğini bilen bir insandır. Saçma sapan git geller yaşamamaktadır ve Abby'nin örnek alması gereken kişidir.
Hal böyle olunca Tatlı Bela'ya nazaran çok hoş, yerinde ve güzel bir kitap olmuş Tatlı Sır. Sonunda bir garip bir hoş oldum anlamadım, acaba ben mi kaçırdım dedim, neymiş bu lanet olası sır biri söylesin dedim. Bu git geller arasında şok oldum. Ciddi anlamda şok oldum. Nasıl ya, nasıl olur ben de ablak bir surat ifadesi bir beş saniye bekledim.
Ayaklı Bela'daki bilgilerimi tazeleme ihtiyacı duymadım değil. İşte bu duygular içinde kitabın hoşuma gitmesiyle kalakaldım.
Yurtdışında serinin devam kitabı çıktı, keşke ingilizcemi ilerletseymişim demedim değil. Araştırdım ama yayınlanma tarihi gibi bir şey göremedim. Umarım çok beklemeyiz.
Trent'e selamlar ^_^.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder